hellbraun

Kullanım örnekleri

hellbraun
light brown
icon arrow

light

Phonetic: "/lʌɪt/"

Part Of Speech: noun


Definition: Visible electromagnetic radiation. The human eye can typically detect radiation (light) in the wavelength range of about 400 to 750 nanometers. Nearby shorter and longer wavelength ranges, although not visible, are commonly called ultraviolet and infrared light.

Example: As you can see, this spacious dining-room gets a lot of light in the mornings.


Definition: A source of illumination.

Example: Put that light out!


Definition: Spiritual or mental illumination; enlightenment, useful information.

Example: Can you throw any light on this problem?


Definition: (in the plural) Facts; pieces of information; ideas, concepts.


Definition: A notable person within a specific field or discipline.

Example: Picasso was one of the leading lights of the cubist movement.


Definition: The manner in which the light strikes a picture; that part of a picture which represents those objects upon which the light is supposed to fall; the more illuminated part of a landscape or other scene; opposed to shade.


Definition: A point of view, or aspect from which a concept, person or thing is regarded.

Example: I'm really seeing you in a different light today.


Definition: A flame or something used to create fire.

Example: Hey, buddy, you got a light?


Definition: A firework made by filling a case with a substance which burns brilliantly with a white or coloured flame.

Example: a Bengal light


Definition: A window, or space for a window in architecture.

Example: This facade has eight south-facing lights.


Definition: The series of squares reserved for the answer to a crossword clue.

Example: The average length of a light on a 15×15 grid is 7 or 8.


Definition: A cross-light in a double acrostic or triple acrostic.


Definition: Open view; a visible state or condition; public observation; publicity.


Definition: The power of perception by vision.


Definition: The brightness of the eye or eyes.


Definition: A traffic light, or, by extension, an intersection controlled by one or more that will face a traveler who is receiving instructions.

Example: To get to our house, turn right at the third light.

icon arrow

brown

Phonetic: "/bɹaʊn/"

Part Of Speech: noun


Definition: A colour like that of chocolate or coffee.

Example: The browns and greens in this painting give it a nice woodsy feel.


Definition: One of the colour balls used in snooker, with a value of 4 points.


Definition: Black tar heroin.


Definition: A copper coin.


Definition: A brown horse or other animal.


Definition: (sometimes capitalised) A person of Middle Eastern, Latino or South Asian descent; a brown-skinned person; someone of mulatto or biracial appearance.


Definition: Any of various nymphalid butterflies of subfamily Satyrinae (formerly the family Satyridae).


Definition: Any of certain species of nymphalid butterflies of subfamily Satyrinae, such as those of the genera Heteronympha and Melanitis.


Definition: A brown trout (Salmo trutta).

icon arrow

brown

Phonetic: "/bɹaʊn/"

Part Of Speech: verb


Definition: To become brown.

Example: Fry the onions until they brown.


Definition: To cook something until it becomes brown.

Example: Brown the onions in a large frying pan.


Definition: To tan.

Example: Light-skinned people tend to brown when exposed to the sun.


Definition: To make brown or dusky.


Definition: To give a bright brown colour to, as to gun barrels, by forming a thin coating of oxide on their surface.


Definition: (usually derogatory) To turn progressively more Middle Eastern, Hispanic or Latino, in the context of the population of a geographic region.

Example: the browning of America


Definition: To treat with deference, or respect.

icon arrow

brown

Phonetic: "/bɹaʊn/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Having a brown colour.


Definition: Gloomy.


Definition: (sometimes capitalized) Of or relating to any of various ethnic groups having dark pigmentation of the skin.

Ücretsiz İngilizce-Türkçe Çevirmen

Çevirinin anadilde gerçek anlamda ses çıkarabilmesi için dilsel doğruluğun yanı sıra kültürel özellikler ve bilginin de sağlanması esastır. Bu yüzden dilin nüanslarını bilen İngiltere'den tercümanlarla çalışıyoruz. Türkçe ve İngilizce tercümanlarımız, çeviride hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlamak için sorularınızı yanıtlamak ve açıklamalar sağlamak için her zaman hazırdır. Tercümanımızın rekor sürede doğru çeviriler sunabilmesinden ve bunun hızlı, güvenli ve tamamen ücretsiz olmasından gurur duyuyoruz! Kullanıcılarımızı önemsiyoruz.

Türkçe - İngilizce çevirmenimiz birçok dilbilimci ve geliştiricinin ürünüdür. Herhangi bir cümleyi, kelimeyi veya metnin tamamını hızlı ve tamamen ücretsiz çevirin! Çevirmenimiz 800'den fazla farklı dili anlamaktadır. Program medyadan büyük miktarda bilgi kullanır, bu nedenle tüm dünya haberlerini kapsar.İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!