lsd içeren ve üzerinde mickey mouse resmi olan küçük kağıt parçası

Kullanım örnekleri

lsd içeren ve üzerinde mickey mouse resmi olan küçük kağıt parçası
mickey mouse
icon arrow

mickey

Part Of Speech: noun


Definition: A small bottle of liquor, holding 375 ml or 13 oz., typically shaped to fit in one's pocket.


Definition: A Mickey Finn; a beverage, usually alcoholic, that has been drugged.


Definition: American depression era term for a potato as in a "roasted mickey".


Definition: The penis.


Definition: The vagina.


Definition: A well-known honeyeater, the Noisy Miner, Manorina melanocephala, of eastern Australia.


Definition: (rural Australia) A young bull, especially one that is unbranded and running wild.


Definition: Piss, shortened and more commonly used form of Mickey Bliss.


Definition: The resolution of a mouse, used as a unit of length.

icon arrow

mickey

Part Of Speech: verb


Definition: To secretly slip drugs into somebody's drink.

icon arrow

mouse

Part Of Speech: noun


Definition: Any small rodent of the genus Mus.


Definition: A member of the many small rodent and marsupial species resembling such a rodent.


Definition: A quiet or shy person.


Definition: (plural mice or, rarely, mouses) An input device that is moved over a pad or other flat surface to produce a corresponding movement of a pointer on a graphical display.


Definition: Hematoma.


Definition: A turn or lashing of spun yarn or small stuff, or a metallic clasp or fastening, uniting the point and shank of a hook to prevent its unhooking or straightening out.


Definition: A familiar term of endearment.


Definition: A match used in firing guns or blasting.


Definition: A small model of (a fragment of) Zermelo-Fraenkel set theory with desirable properties (depending on the context).


Definition: A small cushion for a woman's hair.

icon arrow

mouse

Part Of Speech: verb


Definition: To move cautiously or furtively, in the manner of a mouse (the rodent) (frequently used in the phrasal verb to mouse around).


Definition: To hunt or catch mice (the rodents), usually of cats.


Definition: To close the mouth of a hook by a careful binding of marline or wire.

Example: Captain Higgins moused the hook with a bit of marline to prevent the block beckets from falling out under slack.


Definition: To navigate by means of a computer mouse.


Definition: To tear, as a cat devours a mouse.

Türkçe-İngilizce dosya Çevirmeni

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.

Çevirinin anadilde gerçek anlamda ses çıkarabilmesi için dilsel doğruluğun yanı sıra kültürel özellikler ve bilginin de sağlanması esastır. Bu yüzden dilin nüanslarını bilen İngiltere'den tercümanlarla çalışıyoruz. Türkçe ve İngilizce tercümanlarımız, çeviride hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlamak için sorularınızı yanıtlamak ve açıklamalar sağlamak için her zaman hazırdır. Tercümanımızın rekor sürede doğru çeviriler sunabilmesinden ve bunun hızlı, güvenli ve tamamen ücretsiz olmasından gurur duyuyoruz! Kullanıcılarımızı önemsiyoruz.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.