büyük felaket

Kullanım örnekleri

büyük felaket
extreme hazard
icon arrow

extreme

Phonetic: "/ɛkˈstɹiːm/"

Part Of Speech: noun


Definition: The greatest or utmost point, degree or condition.


Definition: Each of the things at opposite ends of a range or scale.

Example: extremes of temperature


Definition: A drastic expedient.

Example: Some people go to extremes for attention on social media.


Definition: Either of the two numbers at the ends of a proportion, as 1 and 6 in 1:2=3:6.

icon arrow

extreme

Phonetic: "/ɛkˈstɹiːm/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Of a place, the most remote, farthest or outermost.

Example: At the extreme edges, the coating is very thin.


Definition: In the greatest or highest degree; intense.

Example: He has an extreme aversion to needles, and avoids visiting the doctor.


Definition: Excessive, or far beyond the norm.

Example: His extreme love of model trains showed in the rails that criscrossed his entire home.


Definition: Drastic, or of great severity.

Example: I think the new laws are extreme, but many believe them necessary for national security.


Definition: Of sports, difficult or dangerous; performed in a hazardous environment.

Example: Television has begun to reflect the growing popularity of extreme sports such as bungee jumping and skateboarding.


Definition: Ultimate, final or last.

Example: the extreme hour of life

icon arrow

extreme

Phonetic: "/ɛkˈstɹiːm/"

Part Of Speech: adverb


Definition: Extremely.

icon arrow

hazard

Phonetic: "/ˈhazəd/"

Part Of Speech: noun


Definition: The chance of suffering harm; danger, peril, risk of loss.

Example: He encountered the enemy at the hazard of his reputation and life.


Definition: An obstacle or other feature which causes risk or danger; originally in sports, and now applied more generally.

Example: The video game involves guiding a character on a skateboard past all kinds of hazards.


Definition: (in driving a vehicle) An obstacle or other feature that presents a risk or danger that justifies the driver in taking action to avoid it.


Definition: A sand or water obstacle on a golf course.


Definition: The act of potting a ball, whether the object ball (winning hazard) or the player's ball (losing hazard).


Definition: A game of chance played with dice, usually for monetary stakes; popular mainly from 14th c. to 19th c.


Definition: Chance.


Definition: Anything that is hazarded or risked, such as a stake in gambling.


Definition: The side of the court into which the ball is served.


Definition: A problem with the instruction pipeline in CPU microarchitectures when the next instruction cannot execute in the following clock cycle, potentially leading to incorrect results.

icon arrow

hazard

Phonetic: "/ˈhazəd/"

Part Of Speech: verb


Definition: To expose to chance; to take a risk.


Definition: To risk (something); to venture, to incur, or bring on.

Example: I'll hazard a guess.

En İyi Tur-Eng Çevirmen

Kaynak metinler, AI tabanlı yazım denetleyici tarafından otomatik olarak düzeltilerek daha iyi bir çeviri elde edilir. Tıp, kesin bilimler, hukuk vb. gibi çeşitli alanlarda metinlerinin içeriğini ve dil özelliklerini koruyarak belgeleri anında çevirin.

Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!