sik beni

Kullanım örnekleri

sik beni
fuck me
icon arrow

fuck

Phonetic: "/fʊk/"

Part Of Speech: noun


Definition: An act of sexual intercourse.


Definition: A sexual partner, especially a casual one.


Definition: A highly contemptible person.


Definition: A thing of no value, a small amount.

Example: I don't give a fuck.

icon arrow

fuck

Phonetic: "/fʊk/"

Part Of Speech: verb


Definition: To have sexual intercourse, to copulate.

Example: Fighting for peace is like fucking for virginity.


Definition: To have sexual intercourse with.


Definition: To insert one’s penis, a dildo or other phallic object, into a specified orifice or cleft.


Definition: To put in an extremely difficult or impossible situation.

Example: I'm afraid they're gonna fuck you on this one.


Definition: To defraud, deface or otherwise treat badly.

Example: I got fucked at the used car lot.


Definition: Used to express great displeasure with someone or something.

Example: Fuck those jerks, and fuck their stupid rules!


Definition: (usually followed by up) To break, to destroy.


Definition: To make a joke at one's expense; to make fun of in an embarrassing manner.


Definition: To throw, to lob something. (angrily)

Example: He fucked the dirty cloth out the window.


Definition: To scold

Example: The sergeant fucked me upside down.

icon arrow

fuck

Phonetic: "/fʊk/"

Part Of Speech: adverb


Definition: Used as an intensifier for the words "yes" and "no".

Example: Do you censor your swearing? – Fuck no.

icon arrow

fuck

Phonetic: "/fʊk/"

Part Of Speech: interjection


Definition: Expressing dismay or discontent.

Example: Fuck! Why do you have to be so difficult all the time?


Definition: Expressing surprise.

Example: Fuck! That movie was good.

icon arrow

me

Part Of Speech: pronoun


Definition: As the direct object of a verb.

Example: Can you hear me?


Definition: Myself; as a reflexive direct object of a verb.


Definition: As the object of a preposition.

Example: Come with me.


Definition: As the indirect object of a verb.

Example: He gave me this.


Definition: Myself; as a reflexive indirect object of a verb; the ethical dative.


Definition: As the complement of the copula (be or is).

Example: It wasn't me.


Definition: (with and) As the subject of a verb.

Example: Me and my friends played a game.


Definition: (not with and) As the subject of a verb.

Türkçe-İngilizce Şarkı Sözleri Çevirmeni

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.

İngilizce'den Türkçe'ye çeviri saniyeler sürer ve tek istekte bin kelimeye kadar çeviri yapabilirsiniz. İngilizce ve Türkçe dünyada çok yaygın dillerdir. İngilizceden Türkçeye çevirmenimiz, birinde uzman olup diğerini öğrenirken bu dillerin temel metinlerini öğrenmenize veya anlamanıza yardımcı olacaktır. Çeviri API'lerimiz İngilizce'den Türkçe'ye mükemmel çeviri sağlar, ek redaksiyon ile bu çeviriler hukuk, tıp ve diğer yüksek düzeyde uzmanlık alanları gibi görev açısından kritik alanlarda kullanılabilir. İngilizce'den Türkçe'ye çevirmen, çevirdiğiniz metnin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar ve selamlaşma, seyahat, alışveriş, sayılar ve diğer sınırsız sayıda ortak alan gibi sık kullanılan cümle ve kelimeleri çevirmek için idealdir.Kaynak metinler, AI tabanlı yazım denetleyici tarafından otomatik olarak düzeltilerek daha iyi bir çeviri elde edilir. Tıp, kesin bilimler, hukuk vb. gibi çeşitli alanlarda metinlerinin içeriğini ve dil özelliklerini koruyarak belgeleri anında çevirin.