potencia vital

Kullanım örnekleri

potencia vital
living
icon arrow

living

Phonetic: "/ˈlɪvɪŋ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To be alive; to have life.

Example: He's not expected to live for more than a few months.


Definition: To have permanent residence somewhere, to inhabit, to reside.

Example: I live at 2a Acacia Avenue.  He lives in LA, but he's staying here over the summer.


Definition: To survive; to persevere; to continue.

Example: Her memory lives in that song.


Definition: To cope.

Example: You'll just have to live with it!  I can't live in a world without you.


Definition: To pass life in a specified manner.

Example: It is difficult to live in poverty.   And they lived happily ever after.


Definition: To spend, as one's life; to pass; to maintain; to continue in, constantly or habitually.

Example: To live an idle or a useful life.


Definition: To act habitually in conformity with; to practice; to exemplify in one's way of life.


Definition: To outlast danger; to float (said of a ship, boat, etc).

Example: No ship could live in such a storm.


Definition: (followed by "on" or "upon") To maintain or support one's existence; to provide for oneself; to feed; to subsist.

Example: It is hard to live on the minimum wage.   They lived on stale bread.


Definition: To make the most of life; to experience a full, rich life.

Example: I'm sick of spending every day studying at home: I want to go out there and live!

icon arrow

living

Phonetic: "/ˈlɪvɪŋ/"

Part Of Speech: noun


Definition: The state of being alive.


Definition: (plural, with "the", a demonstrative, or a possessive) Those who are alive.

Example: Respect for the dead does not preclude respect for the living.


Definition: Financial means; a means of maintaining life; livelihood

Example: What do you do for a living?


Definition: A style of life.

Example: plain living


Definition: (canon law) A position in a church (usually the Church of England) that has attached to it a source of income; an ecclesiastical benefice.

icon arrow

living

Phonetic: "/ˈlɪvɪŋ/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Having life.


Definition: In use or existing.

Example: Hunanese is a living language.


Definition: Of everyday life.

Example: These living conditions are deplorable.


Definition: True to life.

Example: This is the living image of Fidel Castro.


Definition: Used as an intensifier.

Example: He almost beat the living daylights out of me.

En İyi Tur-Eng Çevirmen

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.

Türkçe - İngilizce çevirmenimiz birçok dilbilimci ve geliştiricinin ürünüdür. Herhangi bir cümleyi, kelimeyi veya metnin tamamını hızlı ve tamamen ücretsiz çevirin! Çevirmenimiz 800'den fazla farklı dili anlamaktadır. Program medyadan büyük miktarda bilgi kullanır, bu nedenle tüm dünya haberlerini kapsar.Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!Çevirinin anadilde gerçek anlamda ses çıkarabilmesi için dilsel doğruluğun yanı sıra kültürel özellikler ve bilginin de sağlanması esastır. Bu yüzden dilin nüanslarını bilen İngiltere'den tercümanlarla çalışıyoruz. Türkçe ve İngilizce tercümanlarımız, çeviride hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlamak için sorularınızı yanıtlamak ve açıklamalar sağlamak için her zaman hazırdır. Tercümanımızın rekor sürede doğru çeviriler sunabilmesinden ve bunun hızlı, güvenli ve tamamen ücretsiz olmasından gurur duyuyoruz! Kullanıcılarımızı önemsiyoruz.