iş sırasında mola süresi

Kullanım örnekleri

iş sırasında mola süresi
allowed time
icon arrow

allowed

Phonetic: "/əˈlaʊd/"

Part Of Speech: verb


Definition: To grant, give, admit, accord, afford, or yield; to let one have.

Example: to allow a servant his liberty;  to allow a free passage;  to allow one day for rest


Definition: To acknowledge; to accept as true; to concede; to accede to an opinion.

Example: to allow a right;  to allow a claim;  to allow the truth of a proposition


Definition: To grant (something) as a deduction or an addition; especially to abate or deduct.

Example: To allow a sum for leakage.


Definition: To grant license to; to permit; to consent to.

Example: Smoking allowed only in designated areas.


Definition: To not bar or obstruct.

Example: Although I don't consent to their holding such meetings, I will allow them for the time being.


Definition: To acknowledge or concede.


Definition: To take into account by making an allowance.

Example: When calculating a budget for a construction project, always allow for contingencies.


Definition: To render physically possible.


Definition: To praise; to approve of; hence, to sanction.


Definition: To sanction; to invest; to entrust.


Definition: To like; to be suited or pleased with.

icon arrow

allowed

Phonetic: "/əˈlaʊd/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Allotted.


Definition: Acknowledged; admitted to be true.


Definition: Permitted, authorized.

icon arrow

time

Phonetic: "/tɑem/"

Part Of Speech: noun


Definition: The inevitable progression into the future with the passing of present and past events.

Example: Time stops for nobody.   the ebb and flow of time


Definition: A duration of time.


Definition: An instant of time.


Definition: The measurement under some system of region of day or moment.

Example: Let's synchronize our watches so we're not on different time.


Definition: Ratio of comparison.

Example: your car runs three times faster than mine;  that is four times as heavy as this


Definition: (grammar) Tense.

Example: the time of a verb


Definition: The measured duration of sounds; measure; tempo; rate of movement; rhythmical division.

Example: common or triple time;   the musician keeps good time.

icon arrow

time

Phonetic: "/tɑem/"

Part Of Speech: verb


Definition: To measure or record the time, duration, or rate of.

Example: I used a stopwatch to time myself running around the block.


Definition: To choose when something begins or how long it lasts.

Example: The President timed his speech badly, coinciding with the Super Bowl.


Definition: To keep or beat time; to proceed or move in time.


Definition: To pass time; to delay.


Definition: To regulate as to time; to accompany, or agree with, in time of movement.


Definition: To measure, as in music or harmony.

icon arrow

time

Phonetic: "/tɑem/"

Part Of Speech: interjection


Definition: Reminder by the umpire for the players to continue playing after their pause.


Definition: The umpire's call in prizefights, etc.


Definition: A call by a bartender to warn patrons that the establishment is closing and no more drinks will be served.

Türkçe-İngilizce dosya Çevirmeni

Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!Sözlüğümüz size İngilizce ve Türkçe terimleri arayabileceğiniz geniş bir kütüphane sunmaktadır. Örnekler ve ayrıştırma ile mesleğe, jargona ve yaygın ifadelere göre kelimeleri arayabilirsiniz. Uygulamalarımızı iPhone, Android, iPad, Windows 10/11 ve macOS için kullanabilirsiniz. Çevrimiçi İngilizce - Türkçe çevirmenimizde, kategoriye ve farklı telaffuzlara göre 2 milyondan fazla kelimeyi arayabilirsiniz.